Dünya dengesi Rusya lehine dönmeye devam ediyor ve Putin’i Ukrayna aracılığıyla yenme seçeneği kapanmaya başlıyor. Ancak sadece Rusya değil, aslında daha stratejik bir tehdit olan Çin var.
Her iki ülke de Batı’yı küçümsüyor, Batı standartlarını reddediyor ve Batı’nın zayıflamasını istiyor. Her ikisi de içişlerine yönelik uluslararası denetimden hoşlanmıyor ve kurallara dayalı düzen tarafından tehdit edildiklerini hissediyorlar.
Çin, küresel liderlik, ekonomik üstünlük, teknolojik bir avantaj arıyor ve Güney Çin Denizi ve Taiwan üzerindeki iddialarını ileri sürmek istiyor. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, “Dünyada merkezde olma ve insanlık adına daha büyük katkılar yapma zamanı geldi” dedi. Bu amaçla Çin, Kuşak ve Yol Girişimi gibi ekonomik projeleri ve güçlü bir askeri duruşu da içeren çok yönlü bir strateji izliyor.
Putin gibi Xi’nin taktikleri de Batı’nın zayıf noktalarına saldırıyor. İyi bir Moskova-Tahran ekseni, artık Batı politikalarına ve etkisine karşı duran küresel bir cephede birleşik bir ön plana çıkıyor.
Dahası, 2001’de Putin ve Xi tarafından oluşturulan Şanghay İşbirliği Örgütü gibi küresel bir kuruluşa sahipler. Coğrafi kapsam ve nüfus açısından dünyanın en büyük bölgesel örgütü olan bu örgüt, Avrasya’nın yaklaşık% 80’ini ve dünya nüfusunun yaklaşık% 40’ını kapsıyor ve 2021 itibariyle toplam GSYİH’sı küresel GSYİH’nın yaklaşık% 20’si civarında idi. Hindistan, İran ve diğer 20 üye ile birlikte, aslında batı karşıtıdır.
Mevcut rotada dünya, rekabet eden iki çıkar alanı olan iki kısıma bölünmeye meyillidir. Covid-19 ve Ukrayna’daki savaş, İngiliz enflasyonunu çift rakamlara ulaştırırken, ekonomik güvenliğimizin ulusal güvenliğimize ne kadar bağlı olduğunu ve tam tersini vurguladı.
Şimdi İngiltere savaş durumuna doğru ilerlerken, daha geniş çatışma tehdidine karşı artan kaygımız, savunma mimarimizi yükseltmemiz gerektiği beklentisiyle eşleşmektedir – ve tekrar zarar görmek için ilk konulardan biri olacağız.
