Kadavra kafalarına botoks ve dolgu: Tıp ile güzellik arasındaki çizgiyi bulmak

Kadavra kafalarına botoks ve dolgu: Tıp ile güzellik arasındaki çizgiyi bulmak

Son günlerde İngiltere’nin sağlık sistemi olan NHS (Birleşik Krallık Sağlık Sistemi) kapsamında yaşanan bir olay, tıp dünyasında büyük yankı uyandırdı. Bu olayda, kadavraların kullanılarak estetik eğitim veren kurslarda botoks ve dolgu gibi tekniklerin öğretildiği ortaya çıktı. Bunun üzerine sağlık görevlileri, doktorlar ve diş hekimlerinden alınan 60 bin liraya kadar ücret karşılığında kadavraların kafalarının kesilerek estetik uygulamalar için kullanıldığı belirtildi.

Kozmetik Kursları ve Nottingham Üniversitesi Hastaneleri tarafından düzenlenen ‘Enjekte Edilebilir Estetik Tedaviler İçin Kadavra Yüz Anatomisi Eğitimi’ adlı etkinlikler, kadavraların estetik amaçlı eğitim için kullanıldığına ve bu eğitimlerin yüz anatomisini öğrenmede ve uygulamalı deneyim kazanmada önemli olduğuna vurgu yapıyor. Ancak bu eğitimlerin, kadavraların bağışlayan kişiler ve aileleri tarafından onaylanıp bilgilendirilmediği belirtiliyor.

Birleşik Krallık’ta tıbbi eğitim ve araştırma amaçları için bağış yapılan organların sadece belirli amaçlar için kullanılabileceği kurallarına göre, estetik amaçlar için kadavraların kullanılması etik dışı kabul ediliyor. Bu durum, estetik eğitimlerin güvenlik ve etik standartları konusunda yeniden değerlendirilmesi gerektiği yönünde eleştirilere neden oluyor.

Safety and Beauty isimli bir kuruluşun kurucusu olan Antonia Mariconda, kozmetik eğitimlerde kadavra kafasının kullanılmasının etik olmadığını ifade ederek, “Kozmetik tedavilerin güvenli bir şekilde nereye enjekte edileceğini öğrenen insanlarla dolu bir odada, bir kadavra kafasının estetik amaçlar için kullanılması onurlu bir tutum değil” şeklinde yorumlarda bulunuyor.

Tıp ile güzellik arasındaki farkın net bir şekilde bilindiği ve estetik uygulamaların tıbbi ve bilimsel araştırmalardan ayrıldığı vurgulanıyor. Bu konuda yapılan eleştiriler, kadavraların bağışlayan kişilerin niyetlerini ve onurlarını koruma gerekliliğine işaret ediyor. Tıp alanında etik standartların ve bağışçı haklarının korunması, her zaman öncelikli olmalıdır.