NATO’nun 75. Yılında Nereye Gidiyor? | Amerika Birleşik Barış Enstitüsü

NATO’nun 75. Yılında Nereye Gidiyor? | Amerika Birleşik Barış Enstitüsü

ABD Ulusal Barış Enstitüsü’nün Bill Taylor ve Mirna Galic, Ukrayna savaşının ittifakın seyrine ve NATO’nun gelecekteki zorluklarla nasıl baş edeceğine hazırlandığını inceliyor. Rusya’nın Ukrayna’yı istilası, ittifakın kuruluşundan 75 yıl sonra ittifakın önemini ortaya koymuştur. Soğuk Savaş’tan sonra uzun yıllar boyunca, Rusya’nın komşularını tehdit edecek kadar güçlü olmadığı ve toprak savaşlarının modern çağda artık mümkün olmadığı gerekçesiyle, Atlantik’in her iki tarafındaki gözlemciler NATO’nun geçerliliğini sorgulamıştı. Putin’in istilası ise bu şüpheleri ortadan kaldırmıştır.

Savaş, NATO’nun “barışın korunması için kolektif savunma” misyonunun bugün 75 yıl önce olduğu kadar relevant olduğunu göstermektedir ve ittifakın “demokrasi, bireysel özgürlük ve hukukun üstünlüğü” temel ideallerinin hala dikkatli ve kararlı bir savunmayı gerektirdiğini ortaya koymuştur. Ukraynalılar için savaş, ülkelerinin özgür bir toplum olarak gelişmesinin güvencesi olmadan güvenli olmayacağını göstermiştir ve bu da ittifakın tüm üyelerinin savaşın sona ermesinden sonra olacak olsa da gerçekleşeceğini doğruladığı bir hedeftir.

Ukrayna savaşı, NATO’ya yenilenmiş bir amaç kazandırmış ve üyelerine kolektif savunma kapasitelerini artırmak için bir aciliyet duygusu vermiştir. NATO’nun Çin gibi sorunlara nasıl cevap vereceği de önemli bir konudur. NATO, 2022’de açıklanan yeni Stratejik Konsept ile Çin’e daha fazla dikkat etmeye başlamış ve Çin’in Rusya ile politik ilişkilerini güçlendirme ve daha atılgan hale gelme olasılığını göz önünde bulundurmaktadır.

Temelde, NATO’nun karşılaştığı en büyük sorun, 32 üyeli ittifakta artan yetenekleri sağlarken politik uyumu korumaktır. Yakın zamandaki savunma harcamalarındaki artışların sahada sonuç vermesi yıllar alabilir ve bu süre içinde Avrupa hala Uzakdoğu’daki müttefiklerini savunmaya odaklanmak zorunda olan ABD’ye çok fazla bağımlı kalmaktadır.

Özetle, NATO’nun küresel güvenlik sorunlarına karşı ittifakın etkin bir şekilde bir araya gelme yeteneği hakkında ciddi sorular sorduğu ve ittifakın kriz durumunda etkili bir şekilde bir araya gelme yeteneğini sorguladığı görülmektedir. Bu tür zorluklara karşı, NATO’nun politik birliğini koruması ve askeri yeteneklerini artırması gerekmektedir. Ayrıca, Çin ve Rusya gibi güçlü rakiplerle mücadele etmek ve bunlara karşı koymak için NATO’nun askeri kapasitesini geliştirmesi de önemli bir zorluk olacaktır.