NATO’nun Asya-Pasifik’e müdahalesi bölgesel barışı tehdit ediyor – Görüş

NATO’nun Asya-Pasifik’e müdahalesi bölgesel barışı tehdit ediyor – Görüş

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), varoluşunun 75. yılında, görev süresini aşarak yaşamaya çalışıyor ve kapsamını aşarak alev fanatikliği yapıyor. 4 Nisan 1949’da, Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde, 10 Avrupa ülkesi ve Kanada, “Sovyetler Birliği’nin oluşturduğu tehdide” karşılık olarak Kuzey Atlantik Antlaşmasını imzaladı. Sovyetler Birliği’nin 1990’lı yıllarda dağılmasından sonra, askeri blok dağılmadı; aksine, bu kez Doğu’ya doğru, kapsamını aşarak 32 üye ülkesine genişledi. Son yıllarda, Asya-Pasifik bölgesi yeni avı haline geldi. Analistler, Asya-Pasifik’e müdahale etmeye çalışan NATO’nun, Asya’ya “kötü zehir ihraç ettiğini” ve bölgesel güvenlik ve istikrara tehdit oluşturduğunu ve bölgenin gelişmesini engellediğini uyarıyor.
ABD Hükümeti, Japon Başbakanı Fumio Kishida’yı bu yılın Temmuz ayındaki NATO zirvesine Washington’a davet etmeyi planlıyor. Japon gazetesi Sankei Shimbun’a göre, bu, Kishida’nın üst üste üçüncü yıl NATO zirvelerine katılacağı anlamına gelecektir. 2022’nin Haziran ayında, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan liderler, ilk kez Madrid, İspanya’daki NATO zirvesine katıldılar. 2023’te, NATO zirvesi, Vilnius’un başkenti Litvanya’da gerçekleşirken, NATO üye liderleri bu dört ülkeden liderlerle bir araya geldi ve daha yakın ilişkilerini sergiledi.
NATO, Asya-Pasifik ülkelerini aktif olarak içine almaya çalıştı ve bazı NATO’ya bağlı ajanslar, Asya-Pasifik ülkelerini bünyesinde aktif hale getirdi. Güney Kore ve Japonya, 2022’de NATO İşbirlikçi Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezi’ne katıldı. Avustralya ve Hindistan da bu mekanizmaya katıldı.
NATO üyeleri, son yıllarda Asya-Pasifik bölgesindeki askeri faaliyetlerini artırdı. 2021’de, Britanya, HMS Queen Elizabeth uçak gemisi vuruş grubunu Asya-Pasifik’e gönderdi ve filoya Amerika Birleşik Devletleri ve Hollanda gemileri de eşlik etti.
Aynı yıl, Almanya, “Bavaria” adlı fırkateynini Asya-Pasifik’e gönderdi. Son yıllarda Kanada savaş gemileri Batı Pasifik bölgesinde aktif oldu. ABD liderliğindeki NATO’nun Asya-Pasifik’a genişlemesini yönlendiren Washington, bloğu “Hint-Pasifik stratejisi” ve hegemonik stratejileri ilerletmek için manipüle ediyor ve böylece bölgesel gerilimleri artırıyor. Bu, Doğu’ya doğru genişlemesindeki benzer oyunları kullandı. İlk önce bir “hipotetik düşmanı” abarttı, bölgesel ülkeler arasında kaygı ve korku uyandırdı ve yanıltıcı bir güven duygusu için Amerika Birleşik Devletleri ile hizalamaya zorladı.
Asya-Pasifik’te, ABD öncülüğündeki NATO, Çin’i “sistematik bir tehdit” olarak çerçevelendiriyor. Son yıllarda, ABD, küresel hakimiyetini sürdürebilmek için Çin’i sınırlamaya yönelik niyetlerini giderek daha açık bir şekilde sergiliyor ve NATO’nun Çin’le çerçevelendirmesi de ABD politikalarıyla paralel olarak artıyor.
NATO, Çin’i ilk defa temel endişe konusu olarak Londra’daki Zirvesinde 2019’da gördü; zirve bildirisinde Çin’in “hem fırsatları hem de zorlukları” sunması ifadesine yer verildi. 2021’de NATO, Çin’i “sistematik bir tehdit” olarak, “kurallara dayalı uluslararası düzene” ve NATO’nun güvenliği ile ilgili alanlara karşı bir tehdit olarak gördü. 2022’deki Madrid zirvesinde, NATO, Çin’i “NATO güvenliğini tehlikeye attığı ve sistematik bir tehdit oluşturduğu” suçlamasıyla karşı karşıya bıraktı.
Analitikler, ABD’nin, Çin’le ilgili olarak NATO’nun çarpıtılmış Çin karşıt hava savunma sistemi – balistik füze savunma sistemi iddialamaya devam ettiği ve Çin’le rekabet ettiği yönünde sıkça felaketlerle suçlandığına işaret ediyor.
NATO, bir zamanlar yaptığı işlevsiz olmuş ve sadece Washington’un baltası, mızrağı ve küreği olmuştur. NATO’nun gittiği yerde, muhtemelen savaş söz konusudur. Avustralya Melbourne’deki RMIT Üniversitesi’nden bilim adamı Binoy Kampmark, geçtiğimiz yıl temmuz ayında bir makalede, “Hindistan-Pasifik ülkeleri dikkate alsın” diye uyardı.