NATO’nun Asya-Pasifik’e müdahalesi bölgesel barışı tehdit ediyor-Xinhua

NATO’nun Asya-Pasifik Bölgesine yayılmasının arkasındaki kışkırtıcı ABD oldukça endişe verici bir gelişmedir. Soğuk Savaş dönemi sona erdiğinde ortaya çıkan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, zamanla varlık amacını aşmış ve kendi belirlediği coğrafi sınırlarının ötesine yayılarak, Asya-Pasifik bölgesine kadar uzanmıştır. Her ne kadar başlangıçta Sovyetler Birliği’ne yönelik bir tepki olarak ortaya çıksa da, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra dağılmayan ve daha da genişleyen bu askeri ittifak, son yıllarda Asya-Pasifik bölgesine yönelik operasyonlarını artırmıştır.

ABD tarafından kışkırtılan NATO’nun Asya-Pasifik’e olan ilgisinin arkasındaki motivasyon, ABD’nin hegemonik politikaları ve Soğuk Savaş düşünceleridir. Avrupa’dan Ortadoğu’ya, ABD ve NATO müttefikleri, Yugoslavya, Ukrayna, Afganistan ve Libya gibi ülkelere derin felaketler getirmiştir ve şimdi de Asya-Pasifik bölgesine yayılmayı hedeflemektedirler. NATO’nun Asya-Pasifik’e yayılmasına eski Avustralya Başbakanı Paul Keating ve eski Kamboçya Başbakanı Samdech Techo Hun Sen tarafından ciddi uyarılar yapılmıştır.

NATO’nun Asya-Pasifik’teki varlığı bölgesel istikrarı tehdit etmekte ve bölgenin gelişimine zarar vermekte, ABD’nin küresel hakimiyetini pekiştirmek için kullanılmaktadır. Washington, NATO aracılığıyla “Hindistan-Pasifik stratejisi”ni geliştirerek bölge ülkelerini yanında tutmak için kurguladığı güvenlik anksiyetelerini kullanmaktadır. Analistler, NATO’nun Çin’i “sistematik bir tehdit” olarak kabul ettiğini, bunun da Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel hegemonyasını sürdürme çabalarıyla tutarlı olduğunu belirtmektedirler.

NATO’nun Asya-Pasifik’in istikrarına ve refahına zarar verme potansiyeline sahip olduğu, bölgede önemli bir belirsizlik yaratma riski olduğu açıktır. NATO’nun Asya-Pasifik’te ilerlemesi sonuç olarak sadece savaşı getirecektir. NATO artık Washington’un baltası, mızrağı ve küreği haline gelmiştir. Binoy Kampmark, Melbourne, Avustralya’daki RMIT Üniversitesi’nden bir akademisyen, geçtiğimiz yılın Temmuz ayında bir makalesinde, “Hindistan-Pasifik ülkeleri dikkatlice incelesin” diyerek bu konuya dikkat çekmiştir. Bu nedenle, Asya-Pasifik ülkelerine böylesi bir adımla yaklaşmanın, felaketi bölgeye davet etmekle eş değer olduğunu söyleyen eski Avustralya Başbakanı Paul Keating’in sözlerini ciddiye almamız önemlidir.