Türkiye, ABD Desteğiyle Ukrayna’ya T-155 Fırtına Kendinden Tahrikli Obüsler Sağlamayı Düşünüyor

Türkiye, ABD Desteğiyle Ukrayna’ya T-155 Fırtına Kendinden Tahrikli Obüsler Sağlamayı Düşünüyor

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, 9 Mayıs’ta Amerika Birleşik Devletleri’ne seyahat edecek ve Pentagon’un Kiev’e T-155 Fırtına kundağı motorlu obüs tedariki için ödeme konusunu görüşecek. Orta Doğu Gözü tarafından bildirildiği gibi, bu konuda çok sayıda bilgi Şubat 2024’te verildi, ancak görüşmeler Türk Cumhurbaşkanı’nın ziyareti öncesinde bu yönde ilerlemiş gibi görünüyor. Bu girişim, Türkiye’nin Rus-Ukrayna çatışmasına barışçıl bir çözüm savunurken, Rusya ile ticari ilişkilerini güçlendirirken aynı zamanda Ukrayna’ya silah tedarik etmesi gerçeğiyle çakışıyor.

Türkiye’nin diplomasi çözümlerine katılmasına rağmen, Türkiye Ukrayna’ya silah tedarikinde aktif olmuş, Bayraktar TB2 taktik saldırı insansız hava araçları ve zırhlı araçlar da dahil olmak üzere. 2022’de Türkiye, Kiev’e T-122 Sakarya MLRS topçu sistemleri sattı, ancak en az biri Eylül 2023’te Rus silahlı kuvvetleri tarafından imha edildi. Türk Cumhurbaşkanı’nın Amerika Birleşik Devletleri’ne yapacağı ziyaret yaklaştıkça, Ankara’nın Pentagon tarafından finanse edilen Ukrayna’ya silah tedariki amacında olduğuna dair bilgiler ortaya çıktı. Kiev, 155 mm obüslere sahip 12 T-155 Fırtına kundağı motorlu topçu sistemini almayı umuyor, ki bu sistem Ukrayna silahlı kuvvetlerinin ihtiyaçları için özellikle uygun.

T-155 Fırtına, Türkiye’nin Güney Kore savunma şirketleri ile işbirliği içinde geliştirdiği, K9 Thunder tasarımına dayalı 155 mm 52 kalibre kendinden tahrikli bir obüs. Türk ordusunun gereksinimlerini karşılamak üzere başlangıçta başlatılan üretim 2002’de, 2001’de iki prototip tamamlandıktan sonra başladı. Samsung Techwin ile lisans anlaşması kapsamında, ilk T-155 partisi Güney Kore’de üretildi, sonraki üretim ise Türkiye’de 300’in üzerinde birimle devam etti. Türk hükümeti için 1 milyar dolarlık maliyeti olan program, 350 T-155 Fırtına birimi teslim etmeyi amaçlıyor, 2009 Aralık’ına kadarki süreçte 150’den fazla birim Türk Ordusuna tedarik edildi. Ayrıca, Azerbaycan 36 birim sipariş etti ve 2014’te teslim aldı.

T-155 Fırtına, Cephane Sevkiyat Aracı ve geliştirilmiş Fırtına 2 versiyonu gibi varyantasyonlarla geliyor, menzil ve atış yeteneklerini güçlendiren özellikler sunuyor. 155 mm 52 kalibrelik çubuğa sahip olan araç, NATO standart cephane ile uyumlu ve roket destekli mermilerle 30 km’ye kadar maksimum atış menziline ulaşabiliyor. Araç tasarımı mürettebat korumasına öncelik veriyor, tüm kaynaklı çelik zırh küçük silahlı ateşe kadar 14.5mm’ye ve mermi parçacıklarına karşı kalkan görevi görüyor. 1.000 beygir gücünde MTU 881 Ka-500 dizel motorla çalışan araç, 67 km/s hıza ulaşabiliyor ve çeşitli arazilerde kolayca hareket edebiliyor. Aselsan tarafından geliştirilen ileri dövüş teçhizatı ile donatılmış, bilgisayarla kontrol edilen bir ateş kontrol sistemi, GPS ve NBC koruması içeren T-155 Fırtına, çeşitli savaş sahnelerinde operasyonel verimliliği ve mürettebat güvenliğini sağlıyor. Bununla birlikte, bu Türk kendinden tahrikli obüslerin satışı, Türkiye’de Güney Kore’nin K9 Thunder tasarımına dayalı yetişmiş üretim tesislerinden dolayı Güney Kore’nin onayını gerektiriyor. Neyse ki Kyiv için, Güney Kore hükümeti Ukrayna’ya destek konusunda Washington’ın pozisyonları ile uyumlu gibi görünüyor.

Kiev ve Ankara arasındaki T-155 Fırtına satışı görüşmeleri geçen yıl başladı ancak ABD askeri yardımının engellenmesi nedeniyle askıya alındı. ABD Kongresi’nin Ukrayna’ya askeri yardımın bir kısmı için yeşil ışık yakmasıyla, bu engellerin kaldırıldığı, yeni işlemlerin yolunun açıldığı görünüyor. Kendinden tahrikli obüslerin yanı sıra, Türk üretici MKE’nin, ABD mali yardımı tekrar sağlandığında Ukrayna silahlı kuvvetlerine 155 mm mermi sağlaması bekleniyor. Ayrıca, Kyiv’in 50 Sovyet dönemi T-72 tankı satın alma isteği olduğu ve Türkiye’nin bu tankları temin edememesi durumunda diğer müttefik ülkelerin müdahale edebileceği ifade edildi. Ruslarla Ukrayna çatışmasında rol oynamaya çalışırken ticari fırsatlardan yararlanma çabası, jeopolitik etkiler ve gelişen bölgesel dinamikler hakkında soruları gündeme getiriyor. Bu işlemlere ilişkin nihai karar, uluslararası aktörler arasındaki ilişkiler ve Ukrayna’da yaşanan gelişmeler gibi çeşitli faktörlere bağlı olacaktır.