Türkiye’de yerel seçimler için oy kullanma işlemi başladı. Bu seçimler, 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaybettiği İstanbul ve başkent Ankara’nın kontrolünü geri kazanmaya çalıştığı kritik bir sınav niteliğindedir. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın popülerliğini gösteren bir barometre olan bu seçim, ekonomik merkez İstanbul ve başkent Ankara’nın kontrolünü kimin elinde tutacağını belirleyecek.
Türkiye genelinde yaklaşık 61 milyon seçmen, büyükşehir belediyelerinden, kasaba ve ilçe belediyelerinden ve mahalle yönetimlerinden seçim yapma hakkına sahiptir. Ancak, bu sefer oy verme işlemi, geçim krizi gölgesinde gerçekleşmektedir. İktidardaki parti destekçileri de, birçok kişinin yiyecek, fatura ve kira ödemekte zorlandığı ekonomik durgunluğa karşı protesto amaçlı sandık başına gitmeyi tercih edebilir.
Bu seçimde İstanbul’un mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ile AK Parti adayı Murat Kurum arasında kıyasıya bir yarış olduğu gözlemlenmektedir. İmamoğlu’nun 2019’da kazandığı zaferde yardımcı olan bazı partilerin bu sefer destek vermemesi, onun için zorlu bir süreci işaret ediyor. Diğer yandan, Ankara’da mevcut belediye başkanı Mansur Yavaş’ın da benzer bir şekilde görevini sürdürmesi bekleniyor.
Bu seçimde pro-Kürt Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile milliyetçi İYİ Parti (İyi Parti) de adaylarını yarışa sokmuş durumda. Bu da İmamoğlu’nun oylarını etkileyebilir. Ancak, muhalefetin dağılması ve güçlenememesi, son yıllardaki depremler ve ekonomik kriz karşısında halkın hoşnutsuzluğunu yansıtamamış olabilir.
Sonuç olarak, bu seçimler Türkiye’nin politik geleceği üzerinde derin etkiler yaratacaktır. Kimin kazanacağı Türkiye’nin iç ve dış ilişkilerinde büyük bir belirleyici olacaktır. Bu seçimlerin sonucu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gücünü pekiştirebileceği gibi, muhalefet liderliği için de bir fırsat sunabilir. Bu kritik süreçte Türkiye, geleceğe yönelik büyük bir karar sürecine girmiştir.
