Bu makalede, önümüzdeki ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin galibinin karşılaşacağı zorluklar ele alınıyor. Henüz kimse yüzde 50 oy oranına ulaşamadığı için 28 Mayıs’ta ikinci tur yapılacak. Anketler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk turda önde olduğunu gösteriyor. Ekonomi açısından bakıldığında, yatırımcılar ve ekonomistler Erdoğan’ın ekonomi politikalarının devam etmesi durumunda Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı dengesizlik ve belirsizlik nedeniyle endişeli. Yüksek enflasyon, döviz sıkıntısı ve yabancı yatırımların çekilmesi gibi sorunlar artıyor. Yatırımcılar, seçim sonrasında Türkiye’nin ekonomik sorunlarının artacağını düşünerek, liranın değer kaybetmesine bahis yapıyorlar.
Erdoğan’ın ekonomi politikası, yüksek enflasyon ve düşük faiz oranlarının ekonomiye zarar verdiği yönündeki eleştirilerle karşı karşıya. Kılıçdaroğlu, daha geleneksel bir ekonomi politikasına dönülmesi gerektiğini savunuyor. Türkiye’nin döviz rezervleri de izleniyor ve kaygı verici bir şekilde azalıyor. Dış İlişkiler Konseyi’nden Brad Setser, Türkiye’nin finansal olarak iki ana kırılganlığa sahip olduğunu belirtiyor: Rezervlerin tükenmesi ve banka mevduatlarının yurtdışına çıkması riski. Türk bankalarının yabancı kredi borcu ve yabancı bankaların Türk mevduatları da kırılganlık oluşturuyor.
Erdoğan’ın jeopolitik konumu ve mali yardımlar sayesinde Rusya ve Suudi Arabistan’dan sağlanan fonlar, Türkiye’nin bazı ekonomik sorunlarını hafifletiyor. Ancak bu desteklerin sürdürülebilirliği ve etkisi belirsiz. Zorlu ekonomik kararlar almak ve dengesizliği gidermek gerekli. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını kazanması durumunda ise ekonomik reformlar uzun ve zorlu bir süreci işaret ediyor. Düşük faiz oranlarındaki keskin artışlar, borçlanan hanehalkı ve şirketleri zor durumda bırakabilir ve enflasyonu artırabilir. Türkiye’nin ekonomik sorunlarını çözmeye çalışırken, bir resesyon tehlikesiyle de karşı karşıya kalabilir.
Özetle, Türkiye’nin ekonomik kararları ve dengesizlikler karşısında karşı karşıya olduğu zorluklar ve belirsizlikler ele alınıyor. Erdoğan’ın ekonomi politikaları ve Kılıçdaroğlu’nun alternatif önerileri arasındaki farklar, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunları ve geleceğe dair endişeleri artırıyor. Bu süreçte, dengesizliklerin giderilmesi ve ekonomik reformların uygulanması önemli bir rol oynayacak.
